Göçmenlik başvurularındaki gecikmeler son derece yıpratıcı olabilir — özellikle geleceğiniz, aileniz veya ciddi yatırımlarınız zamanında verilecek bir devlet kararına bağlıysa. Mandamus davası (Writ of Mandamus), federal kurumları uzun süredir beklemede olan göçmenlik dosyaları hakkında işlem yapmaya zorlayabilen güçlü bir hukuki araçtır. Ancak ilerlemeden önce kritik bir karar vermeniz gerekir: Bir mandamus göçmenlik avukatıyla mı dava açmalısınız, yoksa pro se (avukatsız, kendi başınıza) mı hareket etmelisiniz?

Bu rehber, her iki yaklaşımın farklarını, artılarını ve eksilerini açıklayarak hangi seçeneğin sizin için daha uygun olduğunu belirlemenize yardımcı olur.

Mandamus Davası Nedir?

Mandamus davası, bir federal mahkemeden; USCIS (ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri) veya DHS (İç Güvenlik Bakanlığı) gibi bir devlet kurumunun yasal görevini yerine getirmesini istemeyi amaçlayan bir davadır. En sık şu göçmenlik gecikmeleri için kullanılır:

• • Green Card (Yeşil Kart) kararları

• • Vize onayları

• • İltica (asylum) mülakatları

Mahkeme, kurumun gecikmesini makul olmayan bulursa, kurumun dosya hakkında işlem yapmasını emredebilir. Mandamus, belirli bir sonucu (örneğin onay) garanti etmez; ancak devleti karar vermeye zorlar ve dosyanın ilerlemesini sağlar. 

 

Bir Avukatla Mandamus Davası Açmak 

Mandamus davalarında bir göçmenlik avukatıyla çalışmak, çoğu durumda devlet gecikmelerini çözmenin en etkili yoludur. Profesyonel destek, başarı ihtimalini ciddi şekilde artıran önemli avantajlar sunar.

1. Hukuki Bilgi ve Dava Deneyimi

Bir mandamus göçmenlik avukatı, hem göçmenlik hukuku hem de federal mahkeme usulleri konusunda derin bilgiye sahiptir. Davanın doğru hazırlanması ve sunulması, karmaşık yargılama süreçlerinin yönetilmesi ve en uygun yargı yerinin (venue) seçilmesi konusunda deneyimlidir.
Geçmiş davalar ve hükümetin savunma stratejilerine hâkimiyet, yaygın hatalardan kaçınmayı ve dosyanın en ikna edici şekilde sunulmasını sağlar. Ayrıca, davayı etkileyebilecek güncel hukuki gelişmeleri de yakından takip ederler.

2. Daha Yüksek Başarı İhtimali

USCIS gecikmesi için açılan bir davayı avukatsız yürütmek, dosyayı zayıflatan hatalara yol açabilir. Bir avukat; güçlü hukuki argümanlar kurar, kapsamlı belge sunumu yapar ve reddi talep eden dilekçeler (motion to dismiss) gibi hükümet itirazlarına nasıl yanıt verileceğini bilir.
Bu stratejik yaklaşım, ister Green Card gecikmesi, ister iltica mülakatı gecikmesi olsun, devletin dosya hakkında işlem yapmasını sağlamada başarı ihtimalini önemli ölçüde artırır.

3. Hükümet İtirazlarının Yönetimi

Mandamus davası açıldıktan sonra hükümetin genellikle 60 gün içinde yanıt verme süresi vardır. Birçok dosyada dava açılması bile ajansı harekete geçirir ve karar verilir ya da mülakat planlanır.
Ancak hükümet davaya itiraz edebilir ve reddi talep eden dilekçe veya özet karar talebi sunabilir. Bu süreçler, kendi kendini temsil edenler için oldukça karmaşıktır. Deneyimli bir avukat, bu itirazlara etkili şekilde karşılık vererek dosyanızı korur.

4. Pahalı Hatalardan Kaçınma

Federal mahkemelerde katı usul kuralları ve süreler vardır. Eksik belge, yanlış format veya kaçırılan bir süre; gecikmelere hatta davanın düşmesine neden olabilir. Bir avukat, davanın doğru, zamanında ve güçlü hukuki temellerle açılmasını sağlar.

 

Pro Se (Avukatsız) Mandamus Davası Açmak

Pro se olarak — yani kendi kendinizi temsil ederek — mandamus davası açmak hukuken mümkündür ve avukat ücretlerinden tasarruf sağlayabilir. Ancak bu yol, çoğu zaman tasarruftan daha ağır basan ciddi riskler içerir.

1. Sınırlı Hukuki Bilgi

Pro se dava açtığınızda, federal mahkeme usulleri, göçmenlik hukuku ve devleti işlem yapmaya zorlayan hukuki standartların tamamından siz sorumlu olursunuz. Bu alanlar son derece teknik olup, hukuki eğitim olmadan yönetilmesi zordur.

2. Hata ve Gecikme Riskinin Yüksek Olması

Profesyonel yönlendirme olmadan, usul hatası yapma olasılığı ciddi şekilde artar. Kaçırılan süreler, eksik dilekçeler veya yanlış hukuki argümanlar; davanın reddine ya da daha uzun gecikmelere yol açabilir. Bu da başlangıçta tasarruf edilen paranın ileride daha büyük maliyetlere dönüşmesine neden olabilir.

3. Daha Düşük Başarı Oranı

Avukat ücreti ödenmese de, avukatsız açılan davaların başarı oranı genellikle daha düşüktür. Federal bir hakimi devletin harekete geçmesi gerektiğine ikna etmek, güçlü ve teknik hukuki argümanlar gerektirir.

4. Hükümet Dilekçelerine Yanıt Vermenin Zorluğu

Hükümet davayı reddetmek için dilekçe sunduğunda, buna yazılı ve hukuken güçlü bir cevap vermek gerekir. Hukuki deneyim olmadan bu süreci yürütmek son derece zordur. Mandamus konusunda uzman bir avukat ise bu itirazlara nasıl karşılık verileceğini bilir.

Maliyet Karşılaştırması: Avukat mı, Pro Se mi?

• • Pro Se: Avukat ücreti yoktur; ancak hata, gecikme ve davanın düşmesi riski yüksektir.

• • Avukatla: Daha maliyetlidir; fakat hukuki uzmanlık, stratejik avantaj ve çok daha yüksek başarı ihtimali sunar. Çoğu başvuru sahibi için bu, mantıklı bir yatırımdır.

Hangi Seçenek Sizin İçin Uygun?

Karar verirken dosyanızın karmaşıklığını ve federal dava tecrübenizi değerlendirin. Dosyanız basitse ve hukuki süreçlere hâkimseniz pro se denemeyi düşünebilirsiniz. Ancak çoğu kişi için — özellikle ciddi göçmenlik gecikmeleri yaşayanlar açısından — bir mandamus göçmenlik avukatıyla çalışmak daha güvenli ve etkilidir.

Sonuç

Pro se mandamus davası kısa vadede tasarruf sağlasa da, federal yargılamanın karmaşıklığı bu yolu daha az güvenilir kılar. Bir mandamus göçmenlik avukatıyla çalışmak; profesyonel uzmanlık, stratejik savunma ve iç huzuru sunarak başarı ihtimalinizi önemli ölçüde artırır.

Immigrant Lawyer olarak, uzun süredir beklemede kalan göçmenlik dosyalarını mandamus davalarıyla ilerletmeye odaklanıyoruz. Green Card kararı, USCIS mülakatı veya diğer kritik göçmenlik süreçlerinde yaşanan gecikmeler için yanınızdayız.

Ücretsiz değerlendirme için +1 (972) 333 2121 numarasından bizimle iletişime geçin ve devlet gecikmesine karşı nasıl harekete geçebileceğinizi öğrenin.